Tiyatro Metni Nasıl Yazılır? Tiyatro Metni Örnekleri
Kadim kültürlerin yansımasıdır tiyatro. İnsanın insan olduğu çağlardan beri var olan bu derin sanat günümüze dek evrimini sürdüren, içinde diğer tüm sanat dallarını da barındıran büyük bir külliyat. Müzikten dansa, resimden heykele, diğer görsel sanatlardan edebiyata, şiire ve pek çok yazarlık türüne kapısı açık olan tiyatro sanatının kendi içinde de pek çok alt yapısı mevcut. Tiyatro denince akla genel itibarla oyunculuk geliyor olsa da diğer yapılarıyla da tiyatro büyük ve derin bir dehliz. İçinde oyunculuğun yanı sıra yazarlık, yönetmenlik, dekor tasarımı, kostüm tasarımı, ses tasarımı, ışık tasarımı, koreografi, maske tasarımı, peruk tasarımı, dramaturji, müzik gibi önemli unsurları barındırıyor tiyatro. Bu yazımızda bir tiyatro oyununun kimilerine göre ”görece” çok önemli olmayan, kimilerine göre de ana unsurlarından olan yazarlık kısmını ele alacağız. Tiyatro metni nasıl yazılır? sorusunun yanıtını verirken tiyatro metni örneklerinden de söz edeceğiz.
TİYATRO METNİ NASIL YAZILIR?
Dünya tiyatro camiasında dönem dönem tiyatronun unsurları tartışılır. Kimi dönem yönetmen tiyatrosu eksende yer alırken kimine göre yazar tiyatrosu başat noktadadır. Oysa bir tiyatro oyununun tiyatro oyunu olabilmesi için iki ana unsurun olması yeter ve şarttır. Bunlardan biri oyuncu, bir diğeri de seyircidir. Seyirci ya da oyuncu yoksa, sahnede var olan her neyse o tiyatro oyunu değildir. Seyirci ve oyuncu haricindeki diğer yapılar olmazsa pekâlâ tiyatro oyunu olabilir. Yönetmen, yazar, metin, dekor, kostüm, ses, ışık, maske, peruk, müzik vd. olmasa da bir tiyatro oyunu sahnelenebilir ancak oyuncu ve seyirci yoksa tiyatro olmaz. Kimi görüşe göre de yazarın, dolayısıyla metnin olmaması gibi bir durum da söz konusu değildir. Bir tiyatro oyunu dramaturjik kurallara hizmet eden bir metinden yoksun olsa da, doğaçlama olsa da; aslında bir metin içerir. Buna göre de “tiyatro seyirci, oyuncu ve metin olmadan olamaz” görüşü de baskındır. Bu girizgahtan sonra tiyatro metni nasıl yazılır? sorusunun yanıtının ilk cümlesi “çok oyun okumak” olacaktır hiç şüphesiz. Diğer unsurları maddeler halinde şöyle ele alabiliriz:
- Tiyatro oyunu yazımı dramatik yazarlık alanına girer. Dramatik yazarlıkta iki yazım biçimi yer alır sadece. Bunlardan birisi oyun yazımı diğeri de senaryo yazımıdır. Genel itibarla bu iki jargon birbirine karıştırılır. Senaryo sadece ekran önü işlerin dramatik yazım türüdür. Oyun yazımı ise tiyatronun yazım türüdür. Tiyatro oyunlarına senaryo denmez. Oyun, tekst ya da metin denir. İkisinin arasında biçimsel olduğu gibi sahneleme noktasında ortak alanlar olsa da çok keskin ayrımlar mevcuttur. Tiyatro insanla yaşıt kadim bir sanatken sinema tiyatroya oranla deyim yerindeyse “dünkü çocuk”tur. Sinemada Fransız ve Amerikan adlı iki ayrı formatlı senaryo yazımı yer alırken tiyatro metinlerinde böyle ayrımlar söz konusu değildir. Dolayısıyla dramatik yazarlık alanının unsurlarından olan oyun yazımında bu bilgilerin haricinde dramaturji kurallarının bilinmesi profesyonel ve evrensel nitelikte olacak olan metinlerin yazımına büyük katkı sağlar. Dramaturji kısaca: bir tiyatro oyununun her açısını, unsurunu, öncesini sonrasını ve şimdisini bir dedektif titizliğiyle ele alır. “Oyun bilim” diye adlandırılan bir alandır dramaturji. Yönetmene hizmet eden pek çok büyük araştırmayı dramaturglar yapar. Bu araştırmalarda dramaturglar oyunun yazarının siyasal görüşünden oyunun yazıldığı dönemin politik havasına, oyun karakterlerinin biyolojik, psikolojik, sosyolojik özelliklerinden metnin kullanılması mı yoksa direkt olduğu gibi oynanması mı gerektiğine dair araştırma yapar, yanı sıra oyunda kullanılacak tüm unsurları raporlayarak yönetmene sunar. Bu anlamda dramaturjisi iyi yapılan bir tiyatro oyunu sahnede “söyleyecek sözü olan” bir oyuna evrilir. Tiyatro metni yazmak isteyenlerin dramaturjiden öğreneceği pek çok altı çizilesi nokta vardır.
- Bir tiyatro metninin yazımında repliklerle sahnelerin doğru bir mühendislikle sahneye hizmet edecek biçimde ele alınması önemlidir. Çok laftan ziyade “az laf çok iş” tiyatronun önemli mottolarındandır. Her ne kadar William Shakespeare’in oyunlarının çok uzun olması, sayfalarca süren tiratlara yer verilmesi bu duruma aksi bir örnek olsa da Shakespeare’in de referansının antik Grek oyunları olduğunu hatırlatmakta fayda var. Antik Grek oyunlarında da karakterler uzun replikler ve tiratlarla genel itibarla yer alırlar. Günümüzde bu durum “görece” olarak kabul görmez.
- Tiyatro metni yazarken belli bir süre sınırı yoktur. 3 saat sürebilecek uzunlukta da bir metin pekâlâ yazılabilirken 15 dakika sürebilecek metin de yazılabilir. Her iki metin de bir yönetmenin elinden sahneye çok farklı sürelerle taşınabilir. 15 dakikalık bir metin 3 saat de sahnelenebilir, 3 saatlik metin strih (budama) ile 15 dakikalık bir sahnelemeyle de sahneye taşınabilir. Buradaki karar mercii yönetmendir. Önemli olan tiyatro oyunu yazarının bunlardan bağımsız özgürce metnine konsantre olmasıdır. Genel itibarla o metin aksi olmuş olsa da yönetmenlerce kullanılır, direkt oynanmaz. Asıl olan da pek çok otorite tarafından budur. Sürenin haricinde karakterlerin biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve tavır özellikleri bir yazar tarafından çok iyi bilinmelidir. O karakter kaç yaşındandır, ne iş yapıyordur, öğrenci midir, emekli midir, polis midir, boyu kaç cmdir, ne yemeyi sever, nelerden hoşlanmaz vb. İyi çizilmiş bir karakterin de doğal olarak replikleri, tiratları diğer karakterlerle olan ilişkisi aslında oluşturulmuş olur.
- Karakter analizinden sonra dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur tutarlılıktır. Yazılan metinde, konuşan karakterin isminin kapatıldığında; hangi karakterin konuştuğunun bilinmesi iyi bir tiyatro oyunu karakteri yaratıldığına işaret eder. Tutarlılıktan kastedilen bir diğer durum da, karakterin önüne çıkan engelleri bilmektir, oyunun sonuna dek karakterin dönüşümü nasıl yaşadığı yazar tarafından çok net bilinmelidir. Arsitoteles'in peripetia, anognorisis, nemesis ve patos unsurlarının öğrenilmesi bir hayli önemlidir.
- Antik Grek döneminde üç birlik kuralı varken bu kural günümüzde şart değildir. Antik Grek döneminde bir tiyatro metni aynı gün aynı zaman aynı mekânda geçmek zorundadır. Bu durumun çağımızda elbette geçerliliği yoktur. Bu anlamda ve diğer gelişmeleri bilmek için dünya tiyatro tarihinin iyi bilinmesi çok önemlidir.
- Olanı ve/veya olması gerekeni eksene yerleştirmek önemlidir. Tiyatronun ders vermediğini, manipüle etmediğini, söyleyecek sözü olan yazar ve yönetmenlerin kendi arzularının tezahürü olduğunu bilmek önemlidir. Hal böyleyken o meşhur “sanat sanat için mi sanat toplum için mi?” sorusunun yanıtının “sanat elbette yapan için”dir olduğunu iyi özümsemek gerekir. İyi bir tiyatro oyunu yazarının en önemli başarısı oyunlarının günümüzde olduğu gibi bin yıllar sonra da (hatta her çağda) oynanabilir olmasında yatar.
Temel bilgilerden özetle yukarıdaki gibi bahsettik. Daha pek çok unsurun tek bir yazı da yer alması mümkün olmayacağı için tiyatro külliyatının dünü, bugünü ve şimdisi iyi okunmalı, bol bol oyun okunmalı, dünyadaki köklü tiyatro geçmişi iyi takip edilmelidir. İlgilisi için üniversitelerin “Dramatik Yazarlık” bölümlerinde akademik kariyer yapılabileceğini de hatırlattıktan sonra tiyatro metni örneklerini aşağıdaki başlıkta ele aldık.
TİYATRO METNİ ÖRNEKLERİ
Tiyatro metni nasıl yazılır? sorusunun temel kısa yanıtından sonra tiyatro metni örneklerinden kısaca şöyle bahsedilebilir. Pek çok tiyatro metni örneği vardır. Genel başlıklar şunlardır: Gerçekçi tiyatro oyun metinleri, avangard tiyatro oyunları metinleri, sürreal tiyatro oyunu metinleri, epik tiyatro oyunu metinleri, absürt metinler, dans tiyatrosu, hareket tiyatrosu, mask tiyatrosu, kukla tiyatrosu vb. İnsanla yaşıt en köklü sanat dalı olan tiyatronun bazı metin örnekleri de şunlardır.
Gerçekçi tiyatro metni için Anton Pavloviç Çehov’un oyunları örnek gösterilebilir. Avangard ve sürreal metinler için Friedrich Dürrenmatt’ın, absürt tiyatroda ise Samuel Beckett’’in metinleri eksende yer alırken, epik tiyatro denince akla genel itibarla Brecht gelir.