Vücudumuz uzun süreli açlıkla nasıl başa çıkıyor?
Uzun süreli açlıkla mücadele ve hayatta kalma sürecinde vücudumuz, hayati fonksiyonlarını sürdürebilmek için karmaşık bir dizi metabolik ve fizyolojik adaptasyon gösterir. Peki vücudumuz uzun süreli açlıkla nasıl başa çıkıyor?
1. ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI
Glikojen Depolarının Tükenmesi (İlk birkaç saat/gün): Vücut, ilk enerji kaynağı olarak karaciğer ve kaslarda depolanan glikojeni kullanır.
Bu depolar genellikle kısa sürede (birkaç saat ila bir gün) tükenir.
Yağların Kullanımı (Birkaç gün sonra): Glikojen depoları azaldığında, vücut enerji elde etmek için yağ depolarına yönelir.
Trigliseridler yağ asitlerine ve gliserole parçalanır. Yağ asitleri çoğu doku tarafından enerji için kullanılırken, gliserol karaciğerde glikoza dönüştürülerek (glukoneogenez) özellikle beyin gibi glikoza bağımlı dokular için bir miktar enerji sağlar.
Kapadokya'da balonlar 23 Nisan için havalandı
Proteinlerin Kullanımı (Uzun süreli açlıkta): Yağ depoları da azalmaya başladığında, vücut hayatta kalmak için proteinleri enerji kaynağı olarak kullanmaya başlar.
Bu durum kas kaybına ve diğer önemli vücut fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. Vücut, proteinleri amino asitlere yıkar ve bu amino asitleri glikoza dönüştürerek (glukoneogenez) enerji elde eder.
Araştırma ortaya koydu: Demansa yol açan 15 farklı yaşam tarzı belirlendi
2. METABOLİK ADAPTASYONLAR
Metabolizma Hızının Yavaşlaması: Vücut, enerji tasarrufu yapmak için metabolizma hızını düşürür. Bu, daha az kalori yakılmasına ve enerji depolarının daha uzun süre dayanmasına yardımcı olur.
Hormonal Değişiklikler:
İnsülin Azalması ve Glukagon Artışı: Kan şekeri düşüşüyle birlikte insülin hormonu seviyeleri azalırken, glukagon hormonu seviyeleri artar. Glukagon, karaciğerdeki glikojenin glikoza dönüşümünü ve yağların enerji için kullanılmasını teşvik eder.
Büyüme Hormonu Artışı: Açlık durumunda büyüme hormonu seviyeleri artabilir. Bu hormon, yağ yakımını destekler ve kas kütlesinin korunmasına yardımcı olabilir.
Kortizol Artışı: Stres hormonu olan kortizol seviyeleri de açlık durumunda artabilir. Kortizol, proteinlerin ve yağların enerji için yıkımını destekler.
Omuz sıkışma sendromu olanlar dikkat! Uzmanından açıklama...
Keton Cisimlerinin Üretimi (Ketozis): Uzun süreli açlıkta karaciğer, yağ asitlerinden keton cisimleri (asetoasetat, beta-hidroksibütirat ve aseton) üretmeye başlar. Keton cisimleri, beyin için alternatif bir enerji kaynağıdır ve glikozun yetersiz olduğu durumlarda beynin enerji ihtiyacının bir kısmını karşılar. Bu duruma ketozis denir.
3. HÜCRESEL DÜZEYDE ADAPTASYONLAR
Otofaji: Açlık durumunda hücreler, hasarlı veya işlevsiz bileşenlerini parçalayarak ve geri dönüştürerek enerji ve yapı taşları elde ederler. Bu sürece otofaji denir ve hücresel temizlik ve yenilenme için önemlidir.
Bilim insanları yeni bir madde keşfetti: Isıtıldığında hacimce küçülüyor
4. DAVRANIŞSAL DEĞİŞİKLİKLER
Enerji Tasarrufu: Açlık çeken bireyler genellikle fiziksel aktivitelerini azaltarak enerji tasarrufu yapmaya eğilimlidirler.
Vücudun uzun süreli açlıkla mücadele yeteneği, kişinin başlangıçtaki vücut yağı rezervlerine, genetik faktörlere, hidrasyon durumuna ve genel sağlık durumuna bağlı olarak önemli ölçüde değişir.
Ancak genel olarak vücut, hayatta kalmak için oldukça etkili adaptasyon mekanizmalarına sahiptir. Bu adaptasyonlar, enerji kaynaklarının sırayla ve verimli bir şekilde kullanılmasını, metabolik süreçlerin düzenlenmesini ve hücresel düzeyde yenilenmeyi içerir.
Kaynak:Haber Merkezi