İlker Yıldız

İlker Yıldız

Boykot

CHP lideri Özgür Özel “Parayı bizden kazanıp, reytingi bizden yapıp, saraya hizmet edenleri tek tek ilan edeceğim. Hep beraber tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız” diyerek başlattığı boykot çıkışını marka isimleri vererek başka bir boyuta taşıdı.

Özel’in tek tek açıkladığı markalar şimdilik şu şekilde:

EspressoLab, D&R, Idefix, Demirören AVM, Kilim Mobilya, DHA, İHA, İhlas Ev Aletleri, Turkuaz Medya, Milli Piyango, Misli.com, İddia.com, ETS Tur, TRT, TGRT, CNN Türk.

Ekrem İmamoğlu’nun ve demokrasinin yanında olan milyonlarca insanın bu markalara pratikte boykot uygulayıp uygulamayacağını yakın zaman içerisinde göreceğiz.

Peki nedir bu boykot? İlk ne zaman ortaya çıktı? Tarihte başarılı örnekleri var mı?

Boykot terimi 1832-1897 yılları arasında yaşayan İngiliz toprak sahibi Charles Boykott’un adından geliyor.

Boycott, İrlanda'da topraklarının kiracılarından daha fazla kira talep ettiği için, yerel halk tarafından dışlandı ve sosyal olarak izole edildi. 1880 yılında, İrlanda'nın en güçlü çiftçi ve işçi hareketlerinden biri olan İrlanda Tarım Hareketi (Irish Land League) önderliğinde, Boycott'un topraklarındaki işçiler ve kiracılar, çalışmayı reddetmeye başladılar.

Bu eylem, aynı zamanda Boycott’un mal ve hizmetlerine karşı da büyük bir toplumsal dışlanma başlattı. İnsanlar, Boycott’un mal ve hizmetlerini almamaya karar verdiler. Dükkanlar bu ürünleri satmamaya başladı. Bunun sonunda Boycott İrlanda’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Böylece, halkın bir şirket ya da kişiyle olan ilişkilerini kesmesi anlamında "boykot" kelimesi kullanılmaya başlandı.

Yakın tarihte dünyada büyük markalarla ilgili çok ses getiren boykot olayları da yaşandı.

En büyüklerinden biri 1977’de gerçekleşen Nestle Boykotu’ydu. Afrika ve Asya’da yaptığı reklamlarla bebek mamalarının satışını teşvik eden Nestle annelerin emzirme alışkanlıklarını bozuyordu. Bu durumun bebeklerin sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğu fark edildi.

Bir çok sağlık örgütü ve sivil toplum kuruluşu Nestle’yi bebek maması pazarlamasında manipülasyon yapmakla suçladı ve küresel bir boykot başladı.

Boykot sonucunda pazarlama stratejisini değiştirmek zorunda kalan Nestle halen bazı Afrika ülkelerinde boykota maruz kalmaya devam ediyor.

1980’lere gelindiğinde de Güney Afrika’daki ırkçı Apartheid rejimine destek veren Coca-Cola, Ford, Pepsi gibi markalar boykot edildi. Bu boykotlar 1994 yılında sona eren rejim üzerinde son ana kadar ciddi bir baskı kurdu.

2018’de H&M bir reklam kampanyasında siyahi bir çocuğun giydiği “Ormandaki en havalı maymun” yazan bir kıyafet tanıttı. Bu ürün ırkçılık ve çocuk istismarı üzerinden öyle büyük bir tepki aldı ki hem ürün geri çekildi hem de marka özür açıklamak zorunda kaldı.

Uber, Amazon, Shell gibi markalar da siyasi sebeplerden boykota uğramış markalar. Tüm bu markalar tüketicinin gücü karşısında geri adım atmak zorunda kaldılar.

Tüketici gücü büyük bir güç ve CHP en çok oyu alan parti olarak en çok tüketici gücüne sahip parti aslında.

Anketler gösteriyor ki beyaz yakalı çalışanların çoğunluğu CHP’ye oy veriyor. Bu da satın alma gücünün CHP seçmeninde daha fazla olması demek. Boykotun da en doğal demokratik hak olduğunu düşündüğümüzde bu büyük bir güç.

Dahası Ekrem İmamoğlu meselesi CHP’yi de aşan bir toplumsal muhalefet oluşturduğu için tüketici gücü açısından markaların küçümseyemeyeceği bir duruma gelebilir.

Bu arada iktidar yanlısı yorumcuların ve Adalet Bakanı’nın “boykot çağrıları çok tehlikeli, demokratik değil” gibi açıklamalarını da gülerek takip ediyorum.

Bunlar bana çok riyakar davranışlar olarak geliyor zira İsrail destekçisi diye Starbucks, Burger King gibi markalara boykot çağrısı yapanlar, hatta oradaki insanlara saldıranlar da aynı cenahtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan utanmasa boykot yapanları vatana ihanetle suçlayacak. Size ne kardeşim? İsteyen istediği yerden yer, içer.

Markalara çok sahip çıkmak istiyorsanız, gidin müşterisi olun. Keyfimizin kahyası mısınız?

Bunun da ötesinde Erdoğan’ın ısrarla sokak terörü dediği şeyin halk tepkisi olduğu ve bu tepkiyi görmek, anlamak yerine sert şekilde bastırılmasının talimatını vermesi akıl alır gibi değil.

İktidar yanlıları Gazze için sokağa çıktıklarında anayasal hak olurken, İmamoğlu için sokağa çıktıklarında kanunsuz eylem oluyor.

Aynı eylemin iktidar yaptığında helal, muhalefet yaptığında haram görüldüğü bir sistemde haktan, hukuktan, dinden, imandan söz edemezsiniz.

İnsanda önce vicdan olacak, gerisi hikaye.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlker Yıldız Arşivi