Turgay Bozoğlu
Onurlu bir yaşam için asgari ücret ne olmalı?
2025 yılı kapıyı ha çaldı ha çalacak. Yeni bir yılın arifesinde, milyonlarca çalışanın gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun açıklayacağı yeni asgari ücret rakamında. 8 milyona yakın çalışan ve ailelerini ilgilendirdiği gibi diğer çalışanlar için de gelecek yılın ücret artışları konusunda bir gösterge. Her yıl, komisyonun belirlediği bu rakam çalışanlar için sadece bir maaş değil, aynı zamanda yaşam kalitelerinin bir göstergesi niteliğinde.
Peki, 2025 için asgari ücret ne olmalı? İşte bu sorunun cevabını ararken, ekonomik koşulları, toplumsal öncelikleri ve hukuki çerçeveyi birlikte ele almamız gerekiyor.
İlk olarak: Ekonomik Koşullar
Son yıllarda Türkiye’de yüksek enflasyon, çalışanların alım gücünü ciddi oranda düşürdü. Gıda, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların maliyeti her geçen gün artarken, mevcut asgari ücretin bu harcamaları karşılamakta zorlandığı bir gerçek. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri, yıllık tüketici enflasyonunun çift hanelerde seyrettiğini gösteriyor. 2024 yılı sonu itibariyle TÜFE’nin %45 seviyelerinde olması bekleniyor. Dolayısıyla, asgari ücret belirlenirken bu artışı karşılayacak bir düzey öngörülmeli.
Komisyonun karar süreci de yasal dayanaklarla destekleniyor. Asgari ücretin, işçinin “gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını” karşılayacak seviyede olması şart. (Asgari ücret yönetmeliği, Madde 4)
İkinci olarak: Toplumsal Öncelikler
Asgari ücret sadece bir ekonomik karar değil, aynı zamanda bir toplumsal çözüm aracıdır. Bu nedenle belirlenen rakam, çalışanların yaşam standartlarını iyileştirmenin ötesinde, sosyal adaleti de desteklemelidir. Yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin durumunu iyileştirmek, sosyal huzuru sağlamak ve gelir dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmak için asgari ücret etkili bir aracıdır.
Ayrıca çalışan nüfusun büyük bir bölümü asgari ücretle çalışıyor. Bu durum, çalışanların ekonomik çıkmazlara sürüklenmesini engellemek için devlet ve işverenlerin daha duyarlı olmasını gerektiriyor.
Üçüncü olarak: Hukuki Çerçeve
Asgari ücret belirleme sürecinde yasal düzenlemeler büyük bir rol oynar. Asgari ücret yönetmeliğine göre, komisyon ücret belirlerken ülkedeki sosyal ve ekonomik durumu, fiilen ödenen ücretlerin genel seviyesini ve geçim şartlarını dikkate almak zorundadır. (Madde 7) Ayrıca, ücretin belirlenmesi sırasında her türlü ayrımcılıktan kaçınılması gerektiği de vurgulanır. (Madde 5)
Komisyonun çalışma prensipleri ve toplantı esasları, karar sürecinin şeffaf ve adil olmasını teminat altına alır. Tüm üyelerin çoğunluk kararıyla aldığı kararlar kamuoyuna duyurulur ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. (Madde 11)
2025 Asgari Ücret İçin Bir Öneri
2025 yılı için asgari ücretin en azından geçtiğimiz yılın kayıplarını karşılaması gerekir. Bu da 2025 yılı enflasyonu karşısında erimeye devam edecektir. DİSK’in önerdiği gibi, bir ailede 2 çalışanın olması ve her bir asgari ücretli çalışanın yoksulluk sınırının yarısı kadar ücret alması makul olacaktır. Bu şekilde belirlenecek bir ücret, ekonomik ve sosyal dengeleri sağlamak adına daha uygun bir düzey olabilir. Bu rakam, şu unsurlara dayandırılabilir:
Enflasyon ve Alım Gücü: Enflasyonun etkisini telafi ederek çalışanların yaşam standartlarını korur.
Sosyal Huzur: Gelir eşitsizliğini azaltır ve toplumsal barışı destekler.
Açlık ve yoksulluk sınırı: Çalışanların açlık sınırının altına, alenin de yoksulluk sınırının altına düşmemesini temin eder.
Ancak, bu artışın işverenlere yük olmaması için destek paketleri ve vergi indirimi gibi mekanizmalarla dengelenmesi önemli. Özellikle hizmet sektörü ve küçük işletmeler destek şart.
Sonuç olarak, asgari ücret sadece bir rakam değil, çalışanların onurlu bir yaşam sürebilmelerinin anahtardır. 2025 yılında bu anahtarı doğru bir şekilde kullanmak, hem çalışanlar hem de ülkemiz için kaçınılmaz bir sorumluluk.