İlker Yıldız

İlker Yıldız

Şakacı Cumhurbaşkanı

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mizah gücü yüksek bir insan. Bunu hepimiz biliyoruz.
Geçtiğimiz yine patlattı espriyi!
Evlilik yaşının giderek yükseldiği ile ilgili şikayetlerini aktarırken “Gençler nedense evlenmiyor, boşanmalar artıyor. Erkekler kızlara karşı, kızlar erkeklere karşı evlilikte çok sıkıntılı. Kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz. Bunu aşmamız lazım...Ben 25 yaşında evlendim. Ama şimdi bakıyoruz; 30, 35, 40... alıp başını gidiyor. Bir an önce evliliği yapmak lazım” şeklinde konuştu.

Evlenme yaşının yükseldiği bir gerçek ama bence bunun sebebi insanların birbirlerini beğenmemelerinden ziyade bir yuva kurmanın ekonomik olarak giderek zorlaşması.
Asgari ücret görüşmelerinin yapıldığı bu haftalarda Asgari ücretin pazarlık masasındaki psikolojik sınırı işçiler tarafından 29 bin 583 lira olarak belirlendi. Yani asgari ücretin 29 bin 583 lira olmayacağını öğrenmiş olduk.

ASGARİ ÜCRETLİ EVLENMEK İSTERSE...

Bu rakamın bir pazarlığı illaki olacaktır.
Muhalefetin önerisi olan 30 bin lirayı istemek yerine neye göre hesaplandığını tam anlayamadığım 29 bin 583 Lira’nın kabul edildiğini varsayalım. Bu arada Kasım ayında Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi tarafından 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı ise 72 bin 524 lira olarak hesaplandı.
Asgari ücretle çalışan iki genç evlenmeye karar vermiş olsun. Bu durumda aile bütçesine giren toplam ücret aylık 59 bin 166 lira olacak.

Endeksa’nın verilerine göre bu genç çiftin 24 Aralık 2024 itibariyle İstanbul’da vereceği ortalama kira 24 bin 989 lira olarak görünüyor. Elbette ilçeden ilçeye fark var ama işte ortalamayı yazıyorum ben.
Bu çift Beşiktaş, Üsküdar, Kadıköy gibi ilçelerde zaten bütçelerine uygun ev bulamazlar.
Evi tuttuktan sonra ellerine kalacak ücret 34 bin 177 lira olacak.
Tarihin en yüksek enflasyonunun yaşandığı, dünyanın en pahalı şehri İstanbul’da bu çift kalan parayla ayın sonunu getirebilecek mi?

Bu gençlerin ev kurmaları da gerekiyor değil mi? Boş evde yaşanmaz. Günümüz şartları malum, aileler ne kadar yardımcı olabilir, tartışılır.
Kendileri kimseye yük olmadan ev kurmak isteseler bir ev kurmak kabaca kaça patlar bir bakalım mı?
Temel beyaz eşyaların en ucuzunu seçerek televizyon, buz dolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinası, fırın, ocak fiyatlarını çıkardım.

Ortaya çıkan rakam en ucuz haliyle bu ürünler için 90 bin 700 lira olarak karşıma çıktı.
Oturma odası, yatak odası ve yemek odası için de uygun fiyatlı bir çeyiz paketi buldum. Bu çeyiz paketinin de fiyatı 120 bin liraydı.
Küçük ev aletleri için de kabaca 35 bin liralık bir masraf çıktı.
Tüm bunlarla ev kurulmuş sayılmaz ama hadi biz bu kadarına şükredelim. Hiç bir detaya girmedik neredeyse.

Geri kalan her şeyin eş dost tarafından alındığını varsayalım.
Bu haliyle toplam masraf 250 bin lirayı buluyor. Taksit yaptırsalar ayrı dert, kredi çekseler ayrı dert.
İşte bu şartlarda yaşadıkları ve yaşayacakları geçim sıkıntısı gençleri evlilikten uzaklaştırıyor, soğutuyor.
Gençlerin geleceğe dair umutsuzluğu üniversite okumaya olan ilgisizlikle bile kendini gösteriyor aslında. Neyse konumuz bu değil.

UTANÇ VERİCİ SIRA

Yukarıdaki rakamın çok iyi niyetli bir hesaplama olduğunu da unutmayalım. Neredeyse TÜİK kadar iyimser bir hesaplama yapmış olabilirim. Gerçek dünyada her şeyin en ucuzu seçilmiyor elbette. Ama göstermek istediğim bu absürt örnekte bile her şeyin ateş pahası olduğu gerçeği. Ya da alım gücünün yok denilecek kadar az olduğu.
Nitekim geçtiğimiz Kasım ayında da dünyadaki gıda enflasyonu sıralamasında utanç verici sıralamamızda bir iyileşme görülemedi.
Yüzde 48,57 ile dünyanın en yüksek 5. gıda enflasyonuna sahibiz.
Bizden daha kötü durumda olan dört ülke Arjantin, Filistin, Zimbabwe, Güney Sudan.
Bu ülkelerin üçünde iç savaş var.

BU ÜLKE DEĞİŞECEK

Arjantin’de ise gidişat her ay daha iyiye gidiyor. Yakında ilk 5’ten çıkarlar. Bir zamanların enflasyon şampiyonu Venezuela’nın gıda enflasyonu yüzde 21,9.
Gıda enflasyonunun yıllık yüzde 48,57 olduğu ülkemizde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan anketlerde hala en güçlü aday olmaya devam ediyor.

Belki de “Tüm bunlara rağmen siyaset sahnesinden silinmiyorsam daha da seçim kaybetmem“ rahatlığıyla yapıyor bu şakalarını Sayın Cumhurbaşkanı.
Ancak ben umudumu asla yitirmeyeceğim.
Bu ülke değişecek.
Az kaldı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İlker Yıldız Arşivi