İlker Yıldız
"Ağam eğlenir bizimle"
Salı günü yazdığım yazıda cumhurbaşkanımızın ne kadar da esprili bir kişiliğe sahip olduğunu anlatmıştım. Aynı günün akşamı apar topar açıklanan 22 bin 104 Türk Liralık asgari ücrete bir reis dokunuşu olacağına inanan iktidar medyası ne yalan söyleyeyim bende de bir beklenti oluşmasına neden oldu.
“Herhalde 24 bin liraya tamamlar” diye düşünürken dün sabah Ak Parti grup toplantısını heyecanla takip ettim. Sayın cumhurbaşkanı asgari ücret konusunu açıklarken bahsini ettiğim mizahi kişiliği yine ön plandaydı. “Bu rakam net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Devletimizin işverene desteği 700 liradan 1000 liraya yükseldi. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık” dedi.
Gerçekten eğer şaka yapmıyorsa aklımızla alay ediyor demektir. O yüzden sürekli kinayeli bir şekilde Erdoğan’ın mizah gücü falan diyorum ya zaten. İnanmadığımız TÜİK’in resmi rakamlarında bile %47,09 olarak gösterilen enflasyon karşısında önümüzdeki 1 yıl için %30 zam almış bir çalışan nasıl ezilmeyecek? Yeşilçam’ın kült filmi Kibar Feyzo’daki replik aklıma geliyor.
“Ağam eğlenir bizimle”...
Dün Halk Tv’de Kayda Geçsin programında Şule Aydın önemli bir hatırlatma yaptı. 2025 yılı için Beştepe’ye ayrılan bütçe 16 milyar Türk Lirası. Günlük 43,8 Milyon Türk Lirası demek oluyor bu.
Ağama günlük 43,8 Milyon TL, asgari ücretliye aylık 22 bin 104 TL.
Bu asgari ücret insan onuruna yakışır şekilde yaşamak için yeterli değil. Emin olun asgari ücreti tespit etmek için dört defa toplananların yedikleri, içtiklerinin hesabı bu asgari ücretten fazla gelmiştir. Türk siyasetinin efsanevi isimlerinden Süleyman Demirel zamanında “tencere iktidar götürür” demişti. Normal bir sosyolojide evet, tencere iktidar götürür. Siyasetçiyi siyasi sahneden siler atar. Ancak Türkiye’de Sayın Erdoğan Emevi Camii’nde namaz kıldığında cebindeki paranın artacağına dair inancı olan bir kesim de var maalesef.
Halkın bir kısmının beyni iktidar medyası tarafından yıkanıyor. İşte o yüzden radikal AKP’liler için tencere iktidarı götürmüyor. İzledikleri kanallarda açıkça yalan bilgiler veriliyor. Yalan propogandası yapılıyor. Bu kesim ikna edilemez. Ülke olarak fakirleşiyoruz ve bizi fakirleştiren kişiye, sisteme tepki vermiyorlar. Lafı yumuşatmanın luzmü yok. Gerçek bu.
Not: Asgari ücret gibi milyonlarca insanı ilgilendiren devlet ile millet arasındaki en büyük toplu sözleşmenin kapalı kapılar ardında kısıtlı katılımlı toplantılar sonunda belirlenmesi doğru değil. Tüm siyasi partilerin, meslek gruplarının, sendikaların davet edildiği geniş katılımlı bir karar verme süreci çok daha adil olacaktır.
PARTİ DEĞİŞTİRENİN VEKİLLİĞİ DÜŞSÜN!
CHP listesinden milletvekili seçilen Gelecek Partili Nedim Yamalı dün AK Parti’ye katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun en çok eleştirildiği konulardan biri milletvekili listelerinde 6’lı masanın küçük bileşenlerine büyük paylar vermesiydi.
O dönem bunun ileride AKP’ye yarayacağıyla alakalı uyarılar yapanlardan biri de bendim. Nitekim aradan geçen zaman haklı olduğumuzu gösterdi. Eğer seçimi kazansa büyük taktisyen, oyun kurucu gibi lakaplar kazanacak olan Kılıçdaroğlu şu günlerde CHP’den AKP’ye milletvekili devşiren adam pozisyonuna düştü.
Ancak Kılıçdaroğlu eleştirisinden bağımsız olarak ben sistemi eleştirmek istiyorum. Türkiye’de milletvekili olmak için iki yol var. Ya belli bir imza toplayıp bağımsız olarak aday olursunuz ya da bir parti tarafından aday gösterilirsiniz.Eğer parti sayesinde seçildiyseniz de partiden istifa ettiğinizde onurlu duruş sergilemek demek milletvekilliğinden de istifa etmek olacaktır. Zira sizi oraya taşıyan sizi sevenlerden çok parti seçmenidir.
Bu onurlu duruşu insan nefsinden beklemek yerine bence yapılması gereken şudur. Bir düzenleme ile partisinden istifa edip bağımsız olarak devam etmek istemeyen milletvekilinin vekilliğinin düşürülmesi gerekmektedir. Milletvekilliği profesyonel bir meslek değil. Dolayısıyla bir takımdan diğerine transfer olan sporcu gibi davranan siyasetçilerden de pek bir fayda beklememek lazım.