Bilgehan Uçak
Büyük banknota kimin ihtiyacı olur?
200 liralık banknotun kariyeri, seneler içinde her şeyini kaybeden mirasyedi bir oğlanın zavallı haline benziyor. Çıktığı zaman büyük paraydı, fiyakalıydı, bayram harçlığı olarak verildiğinde alanı havalara uçururdu, hatta biriktirme değeri vardı.
İlk başlarda günübirlik mazbut bir tatile bile götürürdü, uzun süre market alışverişini tek başına karşılıyordu, sonra et hariç market alışverişini karşılamaya başladı, derken bir porsiyon döner oldu, sonra tavuk döneri karşılayabildi, şimdilerde pek bir işe yaramayan, ancak evden yalnız çıkılan bir günde içilen kahveyi ödeyebilen, hiçbir gücü kalmamış, yakında ancak çayı ödeyebileceğini bilen bir garibana dönüştü.
COP30 da başarısız olacak, çünkü…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçimden önce meydanlarda cebinden bu 200 lirayı çıkarır ve eskiden 139 dolar eden bu banknotun şimdilerde ancak 6 dolar ettiğini, bunun içindeki 133 doların nereye gittiğini, iktidarın bu değer yitirişin hesabını vermesi gerektiğini söylerdi. Bir grup gazeteci, bir yemekte Babacan’la biraraya gelmiştik. Hayat pahalılığı ve düşmeyen enflasyon sohbetin gövdesini oluşturuyordu. Paranın bereketinin kaçtığından, fiyatların çıldırdığından, hiçbir şeye yetişilemediğinden dert yanıyordu herkes.
Soru-cevap bölümünde ben, düşünülenin aksine büyük banknotun büyük zarar verebileceğini söyledim.
Hatta 200 liralık banknot keşke hiç basılmasaydı, dedim. İngiltere’de en büyük banknot 50 pound olsa da birçok yerde geçmez, kabul edilmez, verene de bir tuhaf gözle bakarlar. Amerika’da 100 dolardan büyük banknot yok. Avrupa’daki durum da benzer; evet, 500 euro var ama günlük işlemlerde kullanılmıyor, 200’lük, hatta 100’lük banknot bile genellikle büyük soruna yol açıyor.
Sığınmacı sorununda kaçan fırsatlar
Dünyanın enflasyon belasını çözdüğünü, o yüzden de banknot arzını sabit tutabildiğini söyleyebilirsiniz, ama ben konunun bu kadarla sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Bizde piyasaya sürülmesi beklenen banknotlar 500 ile 1000 liralık. On deste para, 1 milyon liraya tekabül eder.
Kılıçdaroğlu'na açılan davanın öteki yüzü
Türkiye gibi kayıtdışının akılalmaz boyutlarda olduğu bir ülkede büyük banknot kayıtdışı ekonominin finansmanını sağlamaya yarar. Doktorların bile muayenehanelerinde kredi kartıyla ödeme kabul etmediği, emlak satışında valizlerle paraların taşındığı, birçok iş kolunun asla vergi ödemediği, evlerde çalışan hastabakıcı yatılı yabancı kadınların sayısının bile bilinmediği bir ülkede nakit ödeme yapılmasını kolaylaştırmak, bir anlamda “vergi harcaması” anlamına gelir.
Bazı sektörlerden vergi toplamaktan baştan vazgeçmiş, onların kayıtdışı düzenini teşvik etmişsiniz demektir. 200 liranın satınalım gücünün iyice erimesi insanları kredi kartı kullanmaya mecbur bıraktı, bahşişi bile karttan çektirenlerin sayısı git gide artıyor. Aksi takdirde, çantalarca para taşımak gerekiyor çünkü. Bunu yapanlar yok mu, tabii ki var, ama istisnaları veya kayıtdışı ekonomi profesyonellerini değil, genelin davranış kalıbındaki dönüşümü göstermek istiyorum.
Kronikleşen asgari ücret sorunu
Babacan o yemekte benim bu argümanıma karşı çıkmıştı. Türkiye gibi ülkelerde zaten iki paralı bir ekonominin işlediğini, ticareti nakitle döndüren insanların dolara yönelebileceğini, bu güvensizliğin de daha büyük sorun yaratacağını söylemişti. Ben hâlâ o kanaatte değilim çünkü kayıtdışı ekonomi tamamen dövize endeksli yapılmaya çalışılırsa döviz talebi fırlar, kurlar sapıtır, astarı yüzünden pahalıya gelir. 200 liradan büyük banknot basılmasın; insanların harcamalarını kredi kartıyla ya da banka aracılığıyla yapması desteklensin.
Evet, büyük banknot alışverişinizi daha kolay yapmanızı sağlar ama kayıtdışı öylesine canlanır ki ekonomiye bedeli daha ağır ve yıkıcı olur. 200 lirayı eriten enflasyondu; yapılması gereken de beklentileri düzelterek enflasyonu bitirmektir. Enflasyonun üstesinden büyük banknotlarla gelemeyiz. 200 liralık banknot basılması hataydı, bari aynı hatayı bir daha yapmayalım.